Palmira Güzellik Salonu 12. yılını kutluyor. Pazarlamanın her şey olduğu bu zamanlarda Palmira çok geride kaldı. İleri gitmek istemediğimiz için değil, korumak istediğimiz değerlerimiz olduğu için. Biraz da pazarlamayla uğraşacak vaktimizin olmamasından tabii. Bizi bilen bilir fakat, hem onlara hatırlatalım hem de bilmeyenlere anlatalım diye size kendimizi anlatmak istedik. Ayşe Hanım Palmira'yı neden kurduğunu ve korumaya çalıştığı değerlerin ne olduğunu paylaştı.

Yazının başında dediğimiz gibi: Dünyayı biz kurtaracağız!

Zira ticaret için yaratılmadığımız açık. Bizim kafamız nasıl daha çok insana ulaşır ve yardımcı oluruz diye çalışıyor, nasıl çok para kazanırız diye değil. Başından beri de böyleydi. Ayşe Hanım 1998 yılında estetisyen olarak çalışmaya başladığında güzellik sektörürünün ne kadar berbat bir durumda olduğuna inanamadı ve kendine bir söz verdi: Bir gün gelecek ve öğrendiği değerli bilgileri doğru bir şekilde uygulayacaktı. Kimseyi kandırmadan, boş vaatler sunmadan, kimsenin sağlığıyla oynamadan...

İşini o yalan yanlış şartlarda bile o kadar iyi yaptı ki, kendine çok mu çok tatlı bir müşteri portföyü oluşturdu. Çalıştığı şartları artık hazmedemeyecek duruma geldiğinde ise müşterileri ona kendi salonunu açmasını ve onu destekleyeceklerini söylediler. Hiçbir güvencesi olmadan kendini salon işletmeciliğine atan Ayşe Hanım 12 yıldan sonra hala nasıl para kazanılacağını çözmüş değil. Fakat yine de burada ve her zamankinden daha da sağlam duruyor.

Kapımızdan giren herkesin daha bakımlı, sağlıklı ve mutlu çıkması için her gün büyük bir enerjiyle çalışıyoruz. Hatta size sizden daha çok değer veriyor olabiliriz. Kendi evimizden bile temiz olması, mis gibi kokması, çiçeklerin hep canlı olması ve kitap önerisi ile birlikte kitapları da veriyor olmak için çabalıyoruz. Güzellik salonunun ötesinde, biraz kafa dağıtmaya bile gelmek isteyebileceğiniz dostça bir mekan yaratmak istedik. Bunu başardığımızı müşterilerimizin yüzlerinizde görmek bizim en büyük motivasyonumuz.

Bizi yeni keşfeden misafirlerimize kendimizi bir nebze de olsa anlatırken, belki de 20 senedir bizimle olan, ailemizden yakın, canımız, kara gün dostlarımıza da teşekkür etmek istiyoruz. Bizden geriye sadece muhabbetlerimizin kalacağının bilincindeyiz. İyi ki varsınız. Tanıtım yazısını da böyle duygusala bağlarız işte.